Nuri Hacıhabiboğlu
Geç tanıdığım, çok bağlandığım insandı. Onu eskiden tanımış, doyulmaz sohbetlerini dinlemiş bahtiyarların mazhariyetlerine ben, çok az erdim. Fakat bu bile beni, o zaman kendisine, şimdi de aziz hatırasına pek sıkı bağladı.
Büyük insanın mazhariyetinden birisi bu besbelli.
İnsanlar için her zaman hürmete şayan kalabilmek ne mümkün.. Tekrarlara düştüğümüz, gülünç, çekilmez olduğumuz anlarımız ne kadar çoktur.. Bütün bir ömrü, etrafındakilerin hürmet ve sevgileri arasında yaşayabilmek ve öylece bitirebilmek ne kadar güç, fakat ne kadar güzel bir şey..
Esendal, uzun ve tertemiz ömrünün bir tek dakikasında bile çekilmez insan olmadı. Hep büyük yaşadı, hep saygı gördü... Bu ise, büyük insanların şerefli nasibidir.
İyi hasletlerimizin içinde en iyisi, şüphesiz ki tevazudur. Ancak, tevazuu yakıştırabilmek, büyük sanattır.
Orta çaptaki insanların değil, ancak büyük insanların mütevazı oluşu, gözleri kamaştıran bir ihtişam taşır.
Esendal, tanıdığım mütevazı insanların en büyüğü ve tanıdığım büyük insanlar içinde, tevazuu kendisine en çok yaraştırabilendi…
Bugünkü kudretli hikâyeci gençlik, sanat geçmişlerinin derinliklerinde mutlaka Esendal'ı görür. Dünün, bugünkü sanat anlayışımıza artık sığmayan hikâyesinin yerine o, yeni bir hikâye sanatının çığırını açtı. Şimdi, aydın kafilelerin gelip geçtiği o gölgeli ve serin yolun bir adı da Esendal yolu olacaktır…
Gönülleri doyururdu, ruhları doyururdu… Az yaşamadı, fakat daima genç yaşadı. Güzeli seviyordu, sanatı seviyordu, hayatı ve insanları seviyordu.
Onu dün sevgiden bir hâle örttü ve sevginin hâlesi ile örtülü tabutunu, onu sevenler kafilesi takibetti.
|