Sait Faik Abasıyanık

Nasıl bir adamdı? Bilmiyorum. Tanışmak nasip olmadı. Amma sanıyorum ki edebiyat alanında mütevazı kalmak istemesinin bir manası vardır. Sanmam ki, öyle bir köşede, edebiyatın etlisine sütlüsüne karışmadan edebiyatı küçük gördügü için otursun. Edebiyatı pek çok sevdiğini umuyorum. Adeta ondan korkar bir hal sezerdim yazılarında.

Arada şüphelendiğim de olurdu. "Bunda da emeğimiz bulunsun... Bu çocukluktan da vazgeçemedik bir türlü iste... Ne yaparsın?" gibi düsünüsünden korkardım. Hikâyelerini okudukça sever, hem sinirlenirdim. Sonunda elime "Ayaslı ile Kiracıları" geçti. O zaman anladim ki bu çekinme hali edebiyata saygısındandır. Ayaşlı ile Kiracıları'na ismini bile koymamıştı. İsim yerine yalnız M.S. Halbuki siyaset adamı idi. Bir edebi söhret az mi isine yarardı? Kalemini bu yolda da kullanmadı.

Sevdiğini üzmemek, sevgilisini erişilmez görmek, kendini sevgilisine layık görmemek sevenlerin şanından olduğunu biliyordu gibime geliyor.

İnsanlara bakmasını da biliyordu. Kahvelerde tavla oynayan kendi halinde gözükenleri, pansiyonlardaki ilgiye layik görülmeyen kişileri merak ediyordu. Etrafinda kaynasan insanlar içinden onun mevkiinde olanlarin yalniz icap ettigi, zaruri olduğu zaman sahte bir önem verdiklerine canla, zevkle, merakla bakıyor; onların yasayışından hikâyeler yapıyor, bize sunuyordu.

İki hüviyeti mi vardı? Belki de. Her sanatkâr gibi onun da iki değil, iki bin hüviyeti vardı belki.

 

 

Ondan bize güzel bir roman, güzel hikâyeler kaldı çocuklar. Mebusluklar, siyaset oyunları günü, hali doldurur, oyalandırır belki. Böbürlendirir insanı. Ama ölünce tarihe, hiç sevmedigim tarihe bile mal olmazlar.

Onun güzel romanının, güzel hikâyelerinin genç insanların mahremiyetlerine, muhayyilelerine, yasayislarina, mesut ve hüzünlü saatlerine uzun seneler karismasini dilerim. Mektep kitaplarına onun küçücük, tertemiz, güzel hikâyelerinin kocaman laflilarin yerine geçmesini dilerim. Bugünkü hikâyeciligimizin edebiyata en çok saygı duyaninin ölümü ile belki de şahsen hiç tanımadığım için derin kedere benzemez amma karşılığı umulmayan sevgiye benzediği için o sevgi kadar mütevazi ve saygili bir hüznün içimi doldurdugunu duyuyorum.

"Yenilik", Mayıs 1955

 

 

 

 

 

 

 

hayat öyküsü roman ve öyküleri siyasi hayati mşe fotoğrafları hakkinda yazilanlar webmaster