Naim Tirali

"Üzülmeyin efendim" dedik Cahit ile. "Her halde Peyami Safa anlayışla karşılar sizin söylediklerinizi. Bu dert edilmeye değmez."

Daha başka şeylerden de konuştuk o gece. Cahit Külebi'ye Klâsik Türk musikisine ait bir parça ismi söyleyerek, bunun plâğını nereden bulup dinleyeceğini sordu. Külebi meşgul olmak için not aldı. Saat on iki olmuştu. Üstadın halinde umumi bir yorgunluk seziliyordu. Bir sene öncesine nisbetle hayli durgundu. Kendilerini daha fazla yormamak için müsaade istedik. Bizi kapıya kadar geçirdi. Yazın İstanbul'a geleceğini hatırlattı bana. "Orada, Küçük Yalıda oturuyorum. Pek sakindir. Mutlaka beklerim. Oturur uzun boylu konuşuruz" diye ilâve etti.

Kendilerine iyi geceler temenni ederek vedalaştık. Ilık bir geceydi. Külebi ile Ulus'a kadar yürüdük. Yol boyunca bir hayli, Üstat'tan bahsettik. İkimiz de, kendilerini bir sene önceye nisbetle yorgun ve durgun bulmuştuk.

İstanbul'a gelişimin ertesi günü bir gazetede "Memduh Şevket Esendal ağır hasta" diye bir haber gözüme ilişti. Bir önseziyle içim burkuldu. Bir gün sonraki gazeteler ölümünü haber verdiler. O son derece nazik, sevimli ve senli benli edasıyla gözümün önünden gitmiyor. Allah nur içinde yatırsın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

sayfa 1   2

hayat öyküsü roman ve öyküleri siyasi hayati mşe fotoğrafları hakkinda yazilanlar webmaster