|
|
|
Bedil Hanım'dan
Sarıdır saçların sırma telinden
Çekerim hasretin ne gelir elden
Bir vefa görmedim o nazlı yardan
Çekerim hasretin ne gelir elden
Kaşların milden ince
Ölürüm görmeyince
Seni bana vermezler
Düşmenler ölmeyince
Minarede taş mı olur
Bundan ince kaş mı olur
Bundan ince kaş olursa
Huvardalar baş mı olur
Ben gidersem senin halin nic olur
Altın yüzük parmağında tunç olur
Sevip sevip ayrılması güç olur
O da düşmez her yiğidin şanına
Yeşil kurbağalar öter göllerde
Anasız babasız gurbet ellerde
Kanadım kırıldı kaldım çöllerde
Ya ben ağlamayım kimler ağlasın
Gene gün vurdu karardı dağlar
Al yaprak ile bezendi bağlar
Yar ile yaylaya çıkacak çağlar
Gene bir yel vurdu ayırdı bizi
|
|
|
|
|
|
Karalar giymişim yastadır başım
Kudretten çekilmiş karadır kaşım
Bilmem babam ölmüş yoksa kardaşım
(Bir mısra eksik)
Gitti de gelmedi alemler hası
Paşa kapısında ben oldum asi
Ben onu severdim korkmazdım ipten
O beni severdi candan, gönülden.
|
|
|