 |
|
|

Salim Şengil - Ustam Esendal
Öykü ustası Esendal üstüne söz açılınca sayfalar dolusu yazılabilir. Kısıtlı yazı isteğinizle bu olası değil. Gene de bu çerçeve içinde ne söylenebilirse genç kuşaklara aktarmak isterim.
Otuz yıl kadar önce, Ayaşlı ile Kiracıları adlı romanının basımını yaptığım sırada, kitabın arka kapağındaki satırlar arasında, "Esendal, hikâye ve romanlarıyla edebiyatımızın büyük öncüsüdür. Konu, biçim, öz ve anlatışı bakımından kırk yıl önce nasıl yeniyse, bugün de yarın da yeni kalacaktır. Onun sanatının büyüklüğü buradan gelmektedir. Hayatımızda bugünkü kuşağın yetişmesinde Esendal, bir köprübaşı olmuştur. Gelecek kuşakların da kişiliklerini kurabilmeleri için Esendal'ı okumaları gerektiğine inanıyorum" diye yazmışım. Bugün de hiç çekinmeden otuz yıl önce söylediklerimi yineleyebilirim.
Esendal, 1916-1920'lerde yazmaya ve yayımlamaya başlamış. O yılların ünlü iki öykü yazarımızı, Ömer Seyfettin ile Hüseyin Rahmi'yi örnek alacak olursak, bu öykücülerimizin yanında Esendal'ın geleceğe dönük, çağının önünde olduğunu görürüz. Yirmi yıl atlayarak 1935-1940 yıllarına geldiğimizde gene öykü ve romanda ünlü iki yazarımızı, Sadri Ertem-Sabahattin Ali'yi de ele alalım. Esendal'ın öncülüğünü koruduğunu söylersem bilmem abartmış mı olurum? Esendal'ın Dost Yayınları arasında yayımladığım, "Temiz Sevgiler" adlı öykü kitabına Tahir Alangu yazdığı önsözde, "Onun yapıtları edebiyatımızda gerekli yankıları uyandıramadı. Bu iş onun yaşarken kaçındığı üzerine düşüp yapmak istemediği bir şeydi" demişti. Çok doğrudur. Esendal, alçakgönüllü, çekingen, kendi kösesinde bir karıncanın sabırlı, tükenmez gücüyle çalışırdı. Ama ne yaptığını çok iyi biliyordu kanımca. Sürekli konuşmalarımız sırasında bana bir gün, "Şengil, üç türlü yazar vardır. Toplumun gerisinde kalan, ortada giden, bir de önünde olanlar.
Toplumun önünde gidenlerin zamanında anlaşılması çok ender yazara nasip olmuştur. Yazarlığın en hası da budur. Alkışı geride ve ortada olanlar toplar. Ama gene de kısa bir süre sonra unutulup gitmeleri engellenemez" demişti.
|
|
 |
|
|
|
Gerçek Adını Niye Kullanmıyor?
Orhan Veli, bir yazısında Esendal'ın değişik imzalarla yazmasına değinmiş, kısaca, "Sanatı küçümsüyor, bu yüzden gerçek adını kullanmak istemiyor" diye yazmıştı. Sıcağı sıcağına Esendal'ı gördüğümde çok suskun, bayağı buna bozulmuş olduğunu gördüm. Konuşunca bu tür yargının gerçeğe aykırı olduğunu anlamıştım: "Aslında ben, politikada eskittiğim adımı çok sevdiğim sanatta kullanmak istemiyorum" diye yakınmıştı. Bu açıklamanın altında sanıyorum, bir de şu yatıyordu: Esendal, siyasal yaşamında en yüksek yerlerde bulunmuş, deneyimli, kurt bir politikacıydı. CHP Genel Sekreteri iken, başkanın karşı koymasına rağmen, partiye taze kan sağlamak amacıyla seçerek milletvekili yaptığı gençlerle, gide gide diktaya özenen, kendi partisi başbakanı Recep Peker'i 36 kırmızı oyla Büyük Millet Meclisi'nde çok acımasızca devirivermişti. Bu girişim siyasal tarihimize 35'ler olayı olarak geçmiştir. Kırmızı oylar sayıldıktan sonra salona giren Esendal, "Kırmızı oy kullanacağım, tutanağa geçsin" demiş.
36. oyu vermiş ise de, grubun adı 35'ler olarak kalmıştır. Böylesine etkili bir kişinin öykülerini sağlığında yayımlarken gelecek yankılara gereğince güven duyamayacağının ve doğru ölçütü alamayacağının kuşkusu yatmaktaydı. Bu nedenle öykülerini değişik imzalarla yayımlamayı daha doğru yol olarak görüyordu. Yayımladığım "Seçilmiş Hikâyeler" dergisinde M. Oğulcuk, Suut Kemal Yetkin'in çıkardığı "Sanat ve Edebiyat"ta Mustafa Yalınkat imzasını kullanırdı. "Sanat ve Edebiyat"ın bir sayısında "Sahan Külbastısı" adlı öyküsü çıkmıştı. O hafta İsmet Paşa, Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne öğle yemeğine çağırır. Sofrada Sahan Külbastısı vardır. Sonra bana Esendal anlatırken, "O, okumaz. Biri kulağına fısıldamış olacak" dedi. Esendal'ın yayımladığım kitaplarında, yalnız soyadını kullanmamın nedeni: Onun yakınlarını hep soyadlarıyla çağırışı beni etkilemişti. Sağlığında belli sakıncalarla kullandığı değişik adlardan birini ölümünden sonra seçemezdim.
Somut dergisinin Esendal Araştırması'na gelen yanıtlar
|
|
|