İsmet Barlok

Memduh Şevket Esendal'ın Kitapları Arasında

Soru : 1 - Edebiyatla ilgilenmek nedir, edebiyatı bilmek nedir, açıklar mısınız?
Cevap:1- … Edebiyata karşı bende hiçbir alâka uyanmadı. Edebiyatı bilmek bir "iş"tir. Hiç mi hiç meşgul olmadım bunlarla. Usulünü, kaidesini doğru dürüst beceremem. Meselâ, teşbih, istiare neye derler deseniz cevap veremem.
(Varlık: M.Ş.E. ile konuşma 1952)

Soru: 2 - Edebi nevileden hangileri hoşunuza gider?
Cevap: 2-Şiir okumak, hikâye okumaktan hoşlanırım. Hele hikâye okumasına bayılırım. Nerede bulsam bir hikâye yahut şiirin edebiyat bakımından şartlarını, dahi olacağı sebebi çeşidi düşünmem. Muhitini bildiğim hikâyelerden daha çok hoşlanırım.
(Varlık: M.Ş.E. ile konuşma 1952)

Soru: 3-Eski yazarlardan kimleri beğenirsiniz?
Cevap:3-Meselâ ben Fuzuli'den hoşlanırım. Neden hoşlanırım? Orası yok. Hoşlanırım işte. Bu zevk bende ne zaman başladı? Bilmiyorum.
(Varlık: M.Ş.E. ile konuşma 1952)

Soru: 4-Hikâyeciler bu yurdun neleridir?
Cevap 4-Hikâyeciler bu yurdun içli, duygulu evlâtlarıdır. Onlar nasıl bir yurt özlediklerini söylüyorlar, kendilerine dokunan hâdiseleri ortaya döküyorlar, bir iş görüyorlar, iş. Gevezelik değil bu.
(Seçilmiş Hikâyeler Dergisi: M.Ş.E. Özel Sayı, Ne Diyorlar)

Soru: 5-Sanatı hor görünler için fikrinizi rica edebilir miyim?
Cevap: 5-… bakmayın siz o sanatı hor görenlere! Tren yolculuğunda, uykuya varmadan önce, eğlencelik sözler arayanlara acır geçersiniz! Acınmaya lâyiktirler! Yaşamın mânasına da güzeli araştırmanın, tatmanın, tattırmanın mânasına da akılları ermez!
(Seçilmiş Hikâyeler Dergisi: M.Ş.E. Özel Sayı, Ne Diyorlar)
Soru: 6- Yeni yetişen nesil adına memnun musunuz, öğüdünüz nedir?
Cevap: 6- ben mes'udum. Öyle bir büyüdünüz ki, çabucak hem. Ümit ettiğimden çabuk. Gözüm geride kalacak değil. Kendinizde tattırmak kuvvetini buluyorsanız durmayın katılın o işi görenlerin arasına. Karınca kararınca! Yalnızım! Beni anlamıyorlar! Boş lâf bunlar!
Sanat, ama hakiki sanat bir gün sezdirir kendini. Onu özlemiyor musunuz zaten?
(S.H.Dergisi: M.Ş.E. Özel Sayı)

Soru : 7- Memleketimizin kurtuluşuna hayret ediyor musunuz? Bu kurtuluş nedir?
Cevap: 7- Bu memleketin nasıl kurtulduğuna hâlâ hayret ederim, bu bir mucizedir.
Soru: 8- Okuyabiliyor musunuz?

Cevap: 8- İmkân nisbetinde. Gençler güzel hikâyeler yazıyorlar, her bulduğumu okuyorum.
(Hisar Dergisi: Kaybettiğimiz Değer)

Soru: 9- Genç yazarlardan beğendikleriniz hakkında fikriniz nedir?
Cevap: 9- Nezihe Meriç Hanım çok kuvvetli, üzerinde durulmaya değer. Aynı şekilde devam ederse büyük hikâyeci olmaya namzettir. Bir de Haldun Taner var, güzel yazıyor.
(Hisar Dergisi: Kaybettiğimiz Değer)

Soru: 10- Anadolu için düşündüklerinizi söyler misiniz?
Cevap: 10-Anadolu bir hazinedir, orada neler yoktur ki. Kendisini tetkik edecek şahsiyeti beklemektedir. Bir adam çıksa, Anadolu'yu dolaşıp sadece gördüklerini: hurafesi ile, tekkesiyle, türbesiyle, aşkıyle, kiniyle, yaşayışı, düşünüşüyle, topyekûn her şeyiyle gördüklerini tespit etse heykeli dikilecek adam olur. Bir nevi Evliya Çelebi'nin yaptığını yapacak bir adam. Yapmalısınız bunu, ama haklısınız. Aç dolaşılmaz ki.
(Hisar Dergisi: Kaybettiğimiz Değer)

Soru: 11- Başıboş, başaramadan gün geçirdiğiniz oldu mu?
Cevap: 11- Dalga geçiyorum beyim, pencerenin kenarına oturuyorum dışarıyı seyrediyorum. Ne var dışarda? Ağaçlar, sokak, gelen, geçen. Peki ama bilmiyor muyum bunları? Biliyorum. Ama gene oturup pencerenin kenarına seyre dalıyorum. Sanki yepyeni şeylermiş bunlar gibi dalga geçiyorum, anlayacağınız beyim. Pencere faslı bitiyor, şöyle bir uzanıyorum. Geçip masanın başına çalışsam ya, olmuyor işte.
(S.H.Dergisi: M.Ş.E. Özel Sayı)

sayfa 1   2    3

hayat öyküsü roman ve öyküleri siyasi hayati mşe fotoğrafları hakkinda yazilanlar webmaster